T24 Kültür-Sanat
Bilge Olgaç Başarı Ödülü’nü alan oyuncu Tülin Özen: Uçan Süpürge gibi birliktelik, beraberlik, güç ve dayanışmayla alınan bir yerden bir ödül almak müthiş
Uçan Süpürge Vakfı’nın düzenlediği 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde dün 10 film gösterimi, bir panel ve söyleşi yapıldı. Festivalde sinemaseverler “Kuşunu Arayan Kafes”, “Ev Karadır”, “Sultan’ın Rüyası”, “Yük”, “Sauna Kızkardeşliği”, “Kızlar Bildiğiniz Gibi”, “Sevgili Öğrencilerim”, “Faruk” “Yeşil Hudut” ve “Gloria” filmlerini izledi.
Festivalde Bilge Olgaç Başarı Ödülleri’nden birine layık görülen, açılış törenine katılamayan oyuncu Tülin Özen, Erden Kıral’ın yönettiği “Yük” filminin ardından ödülünü festivalin Sanat Direktörü Dilek Metin Sert’ten aldı. 2023 yılında Bilge Olgaç’ın belgeselini seslendiren, 2024’te ise Bilge Olgaç’ın adına verilen ödülü alan Özen, Olgaç’la ilgili şunları söyledi:
“Ne kadar büyük bir meslek sevgisi ne kadar büyük bir inat ne kadar büyük bir mücadele ne kadar güzel bir ruh. Böyle bir isimle alınmak müthiş. Uçan Süpürge gibi birliktelik, beraberlik, güç, dayanışmayla anılan bir yerden bir ödül almak müthiş.”
“Sorumlular dışarıda, avukatlar hapiste”
Filmin gösteriminin Soma Katliamı’nın 10. yıldönümüne rastlamasına dair Özen, şu ifadeleri kullandı: “Ağır bir filmdi. Soma ve daha niceleri bunun üzerine eklenerek geldi. Her sene, her an. Hele ki böyle filmlerde çalıştıktan sonra algının çok daha açıldığı haberler hiç durmadan geliyor… Biliyorsunuz sorumlular dışarıda, avukatlar hapiste. Çok acı bir gerçek yani. On yıl olmasına rağmen Selçuk Kozağaçlı, Can Atalay içeride. Onları da saygıyla anıyorum bu vesileyle.”
Özen: Yine erkeklerin dünyasını izledik
Özen, oynadığı “Yük” filmine dair “Ne kadar zor bir film izlediniz… Gerçekten zor bir deneyim. Erkeklerin dünyasını izledik yine. Zaaflı ve bir türlü kendini var edemeyen erkeklerin dünyasını izledik. O dünyada kadınlara ne olduğunu ve ‘Hayır’ demenin bile ne kadar zor olduğunu, birine ihtiyaç duymanın ne demek olduğunu anlıyoruz filmde.” dedi. Kıral’ın, erkeklerin zaaflarını göstermekten çok zevk alan bir yönetmen olduğuna değindi.
“Şiirleri ile hayatı hep başa baş gider”
Bu yıl İranlı şair ve yönetmen Füruğ Ferruhzad’ın “Sen Uçuşu Hatırla” dizesinden yola çıkan 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, “Daha Fazlası, Daha Azı Değil: Sen Uçuşu Hatırla” teması kapsamında “Yeşermenin ve Çiçeklenmenin Sonsuz Gündoğumu” başlıklı bir panel düzenledi. Panelin moderatörlüğünü Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarımı Bölümü’nde Yardımcı Eğitmen Bahar Şimşek üstlendi. Panelde İranlı oyuncu ve aktivist Nastaran Mazal, Bilkent’in İletişim ve Tasarımı Bölümü’nde Yardımcı Eğitmen Gülden Treske’yle şair Buket Düzgen konuşmacı olarak yer aldı.
Gülden Treske konuşmasında Ferruhzad’ın şiirleriyle yaşamının ‘başa baş’ olduğunu “Şiirleri ile hayatı hep başa baş gider. Yani şiirleri o kadar kişiseldir ki hatta bununla da eleştirilir zaman zaman.” diyerek ifade etti.
İranlı oyuncu ve aktivist Nastaran Mazal: Füruğ, hiçbir şekilde sansür yapmadı
İranlı oyuncu ve aktivist Nastaran Mazal, Ferruhzad’ın diğer İranlı şairlerden farklı olduğunu, hiçbir zaman otosansür uygulamadığını belirtti. Mazal, bunu şöyle anlattı:
“Başkaları onun hakkında ne konuşacak ne düşünecek ve insanlar onu nasıl yargılayacak hiç umurunda değildi. Ve o dönem kadın için bu çok güzel bir şey. Füruğ, o dönemin şairlerinin hep yaptığı şeyi yapmadı. Kendisine hiçbir şekilde sansür yapmadı. Sansüre karşıydı. Hatta erkekler bile hep kendilerini sansür ediyorlardı ve bu böyle devam ediyordu. Maalesef kadınlar daha çok bunu yapıyor şiirlerde, filmlerde, sanatsal şeylerde. Bunu yapmadığı için daha da yüksek bir yere geldi çok zor bir şekilde. Hep yalnızdı.”
Ferruhzad’ın ailesinin Şah için çalıştığını kaydeden Mazal, “Ama kendileri hep Şah’ı eleştiriyordular. O zaman eleştiri yapabilirdin. Kimse o şekilde gelip seni hapse atmazdı.”dedi.
Oyuncu Tülay Günal’la başrolünü paylaştığı, Özlem Çıngırlar’ın yönettiği “Kayıtsız” filminde yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Mazal, “Senaryoyu okumadan ‘Tamam’demiştim.” ifadelerini kullandı.
“Füruğ hiçbir yere sığdıramayacağımız bir ruh, şair bir kadın.”
Şair Buket Düzgen ise Ferruhzad’la 2015’te TÜYAP Kitap Fuarı’nda kendisinin ilk imza gününde tanıştığını ifade etti. Düzgen, Ferruhzad’ın diğer şairlerden farkına ilişkin şöyle konuştu:
“Füruğ, filozof ve son derece bilge bir kadın. O bilge kadını sınırların ve bilgilerin içine hapsetmemiz imkânsız… Eğer Füruğ’u bir yerden kesersek, bir şeye yakıştırırsak, o diğer parçalar küser. O yüzden Füruğ hiçbir yere sığdıramayacağımız bir ruh, şair bir kadın.”
Moderatör Şimşek, Ferruhzad’ın bir filozof olduğunu düşündüğünü dile getirdi. Şairin kaynaklarının modern İran edebiyatı ile Fransız Yeni Dalga olduğunu aktardı.